Zihinsel engelli bireylerin öğretmenlerinin tükenmişlik sendromu

Page 1

Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü


Özel Eğitim Öğretmenlerinin Tükenmişlik Sendromu


İSTATİKSEL DURUM  Ülkemizde

zihinsel engelli bireylerin sıklığını tam olarak bildiren veriler bulunmamaktadır. Ancak genel bir hesaplama ile, eğer toplumumuz için % l ve % 3 oranları geçerliyse - ki bu rakamın alt sınır olarak geçerli olmaması için hiç bir neden yoktur yetmiş milyon nüfus için zihinsel engelli kişi sayısı 700 000; hafif ve bir kısım orta derecedeki (tanımlanma güçlüğü fazla olanlar) olgularla birlikte bu sayı en az 1 450 000 civarında olmalıdır.


ÜLKEMİZDEKİ ÖZEL EĞİTİME YÖNELİK KURUM TİPLERİ VE SAYILARI


Görme Engelliler İ.Ö.O.

16

Öğretilebir Zihinsel Engelliler 121 İçin Eğitim Uygulama Okul ve İş Eğitim Merkezi Yetişkinler İçin Zihinsel 5 Engelliler İş Eğitim Merkezi

İşitme Engelliler İ.Ö.O.

48

Ortapedik Engelliler İ.Ö.O.

3

Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM)

23

Ortapedik Engelliler Meslek Lisesi

2

Sosyal Rehabilitasyon Merkezi(YİBO)

1

Eğitilebilir Zihinsel Engelliler İ.Ö.O.

2

Hastane İ.Ö.O.

47

Eğitilebilir Zihinsel Engelliler İ.Ö.O. Ve İş Okulı

48

İşitme Engelliler Meslek Lisesi

15

Eğitilebilir Zihinsel Engelliler İş Okulu

17

TOPLAM

348 5


ZİHİNSEL engellİ BİREYLER

3 grupta ele alınmaktadır.


 İleri

Derecede zihinsel Engelliler

 Öğretilebilir  Eğitilebilir

Düzeyde Zihinsel Engelliler

Düzeyde Zihinsel Engelliler


İLERİ DERECEDE ZİHİNSEL ENGELLİLER Bu çocuklar; klinik bakıma muhtaç, zeka bölümü sürekli olarak 0-25 arasında olup da hayata kesinlikle uyum sağlayamayan ve sağlık kurumlarında devamlı klinik bakıma ihtiyacı olan engellilerdir.


ÖĞRETİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER

Zeka bölümü çeşitli ölçeklerde 25-44 arasında olup da sağlık kurumlarıyla işbirliği içerisinde gerçekleştirilebilecek özel eğitim ve rehabilitasyona muhtaç olan engelli çocuklardır.


ÖĞRETİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 1)

Kısa ve basit konulara çocuk alıştırılmalıdır. Olumsuzdan daha çok olumlu ifadeler kullanılmalıdır.

2)

Acele ve telaşlı emirler yerine sakin ifadeler kullanılmalıdır.

3)

Etkinlikler seviyeye uygun, somut ağırlıklı ve basit olmalıdır.

4)

Öğrencinin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli ve gerekirse ödüllendirilmelidir. Bu becerilerini daha da geliştirmeleri için desteklenmeli ve aileye gerekli rehberlik yapılmalıdır.


ÖĞRETİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 5)

Öğretilebilir çocuklar görmek ve işitmekten çok yaparak öğrenirler. Öğrenmede işitme ve görmede önemli olmakla birlikte yaparak öğrenmede daha yararlı sürekli sonuçlar sağlar. Çocuğun derse katılmasını sağlayıcı etkinliklerde bulunmasını sağlayın. (Örn. sınıfta çocuğa söz hakkı vermek v.b.)

6)

Etkinliklere çocuğun gelişim seviyesine uygun araç-gereç ve çalışmalarla baş lanılmalıdır.


ÖĞRETİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 7)

Becerilerin kazandırılmasında doğru davranışların verilmesi gerekir. Çocukların düzgün konuşmasını isteyen öğretmen her şey den evvel kendisi düzgün konuşmalıdır.

8)

Öğrencilere gerekli ve yeterli ferdi çalışma alışkanlıklarını kazandırabilmek için öğretmen başlama, devam, değerlendirmede daima öğrencileri ile birlikte olmalıdır.


EĞİTİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER

Zeka bölümleri çeşitli ölçeklerle sürekli olarak (45-75) arasında olan engelli çocuklardır. Gerilik derecesine göre (8-12 ) yaş seviyesinde bir zekaya sahip olabilirler.


EĞİTİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 1)

Eğitilebilir zihinsel engelli çocuktan kapasitesi üzerinde başarı beklemeyiniz.

2)

Okulunda ve sınıfında çocuğa yapabileceği görevler veriniz.(Teneffüslerde sınıfı koruma, tahta sildirme ve tebeşiri koruma v b.) bu sayede çocuğun kendine olan güveni sağlanmış olur.

3)

Eğitilebilir zihinsel engelli çocukların kendilerini ifade etme zorlukları olduğundan sınıfta onlara daha fazla zaman ayırın ve kendini ifade edebileceği farklı yollan uygulayın ( 0m. basit konuları anlatma, not alma v.b)


EĞİTİLEBİLİR DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 4)

Sınıftaki çocukları eğitilebilir zihinsel engelli çocuğun durumundan uygun şekilde haberdar etmek ve ona karşı olumsuz tutumlar takınmalarını önlemek gerekir.(Bu durum engelli çocuğun sınıfta olmadığı zaman yapılmalı, zihinsel engelli olduğu söylenmemeli, öğrenme problemi olarak tanıtılmalı)

5)

Eğitilebilir zihinsel engelli çocuğun kavrama ve anlaması normal çocuklardan zayıf olduğu için öğretirken somut materyallerden yararlanın.

6)

En ufak başarısını ödüllendirin. Bu durum çocuğa çok büyük bir haz verir. Öğrenmeye teşvik açısından çok önemli bir yer teşkil eder.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN

Zihinsel engellilerin ailelerinin engelli ile iletişimleri konusunda oyunu kullanmaları yönünde eğitilmeleri gereklidir. Bu konuda sosyal hizmet uzmanları ve öğretmenler tarafından ailelere danışmanlık hizmeti verilmelidir. Çünkü aileler çocukları ile oyun oynamayı her zaman gerçekleştiremezler.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN Zihinsel engelli ile iletişimde önemli bir grup da engelli ile ilgili diğer meslek elemanlarıdır. Zihinsel engelli ile çalışma bir takım çalışmasını gerektirir. öğretmenin bu takım içindeki rolü ise diğerlerinden farklıdır. Zihinsel engellinin yeni sosyal davranışlar öğrenmesi, kendisini geliştirmesine fırsatlar tanınması, ailelerin engelli nedeniyle karşılaştıkları sorunlarının çözümlenmesi, toplumun engelliye yönelik tutumlarının değişmesi ve onu kabul etmeleri şeklinde çok genel bir şekilde ele almak mümkündür.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN 1.

Oyun, zihinsel engelli bedensel alanının gelişimine katkıda bulunur. Engelli çocuğun bedensel yetkinlikleri artar, kemik ve kasların büyümesi sağlanır. Kasların gelişmesi bedensel gelişmeyi, bedensel gelişme ise sinir sisteminin gelişimini ve motor gelişimini etkiler. Bedensel ve zihinsel gelişme ve kontrol birbiri ile uyumludur.

2.

Oyun ile zihinsel engelli kendi bedenini ve diğer bedenleri fark eder. Zihinsel engellinin bedenine genellikle dokunma azdır. Çünkü kullandıkları ilaçlar, vücut yaraları ve düzenli kendi temizliklerini yapamadıkları için vücut kokuları vardır. Zihinsel engellinin bedeni fazla kilo ya da belirli kaslarını çalıştırmadıkları için bazı farklılıklara sahiptir. Bedeni ile yaptıkları uyuşmaz. Yetişkin bir zihinsel engelli üç yaşında gibi davranabilir.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN Bu nedenle dışarıdaki kişi dokunmaya çekinir. Ayrıca bedene dokunma zihinsel engellinin aynı şekilde cevap vereceği için engelli tarafından istismara uğrama ya da engellinin geçmişte yaşadığı bir istismar davranışını anımsayarak farklı tepki göstermesi durumuna yol açabilir. Aslında zihinsel engelli hem kendisine dokunulmasını hem de başkalarına dokunmak ister. Ancak başkalarına dokunduğunda cezalandırılır. Zihinsel engelliler ile az fiziksel temas kurulduğu için kendi davranışlarını da ayarlayamaz. Aynı şekilde kendisine yönelik istismar davranışlarını da her zaman ayırtedemez.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN 3.

Zihinsel engellinin kendi bedenini benimsemesi giysileri ile yakından ilgilidir. Özbakım becerileri gelişmediği için giysilerini temiz tutamaz ve aileler sıklıkla temizliklerini yapmadan bekletirler. Aynı zamanda zihinsel engelli çocukların yeni giysi ve beden yaşlarına uygun giysilerin önemi fark etmeyeceğini düşünen aileler onlara küçük, daralmış, eski giysileri giydirirler. Aslında zihinsel engelli zeka yaşının müsait olduğu şekilde yeniyi, güzeli ve kendisine yakışan giysiyi bilir ve böyle giyindiğinde mutlu olur. Diğer kişilerin kendisine yaklaşmadığının da farkındadır.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN 4.

Zihinsel engelliler kendi bedenlerini tanımazlar. Bu konuda duyarlılık için oyun gereklidir. Kendi bedenlerini merak ettikleri kronolojik yaşları ise oldukça ilerlemiştir. Bu durumda kendi bedenini keşfetmeye çalışan “büyümüş bir bedendeki küçük çocuk” ailesi ve çevresi tarafından cezalandırılır. Aslında o anda kendi bedenini keşfeden 3-4 yaş çocuğudur. Ancak aile ve çevre onun gelişiminden haberdar olmadığı için ceza verme davranışına yönelirler. Zihinsel engelliler ile çalışırken onların kendi bedenlerini tanımalarına fırsat verilmesi gerekir.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN 5.

Zihinsel engelliler çevrelerinden çok kendileri ile alışveriş içindedirler. Çevreleri ile işbirliği ve alışverişlerini geliştirecekleri oyunları oynamaları ve paylaşmaları onların yeni kuralları öğrenmelerine yol açacaktır. Böylece daha sosyal davranabileceklerdir.

6.

Zihinsel engellilerin güven duygularının gelişmesi önemlidir. Bu güven duygusu hem kendilerine hem de çevreye yönelik olarak geliştirilmek zorundadır. Bunun için de zihinsel engellinin yapabileceğinden fazlası istenmeden onların kendilerini gerçekleştirebileceklerini görmelerini sağlayacak oyunlar düzenlenmelidir.


ZİHİNSEL ENGELLİLER VE OYUN 7.

Oyun oynayan zihinsel engelli empati geliştirme fırsatı bulur. Çünkü oyunu tek başına oynamaz ve üstlendiği rol ile ilgili olarak annesi, babası, arkadaşı ve diğerleri ile ilgili olarak onları anlamaya yönelir. Bu davranışını tam bilinçli bir şekilde anlamasa bile yeni davranış kalıbı öğrenmiştir ve onu uygulamaya başlar.

8.

Oyun ile zihinsel engellilerin davranışsal yetkinlikleri ve bilişsel becerileri artar. Oyun ve oyunda kullanılan malzemeler engellinin yaşamına bir yenilik getirir. Bu yenilikler beden hareketlerine, bilişsel becerilerine mutlaka yansıyacaktır. Bir kedi gibi davranmakla ilgili oyunda kediyi tanır ve kedinin davranışları ile kendi davranışlarının farklı olduğunu görür. Kedinin çıkardığı sesi, dört ayak üzerinde yürümesini bilişsel olarak öğrenmiştir.


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Son zamanlarda insanlarla yüz yüze ilişkilerle yürütülen mesleklerde çalışan kişilerin karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklardan biri de tükenmişlik kavramıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Tükenmişlik stres, mesleki depresyon…v.b kavramlar ile yakından ilişkili olmakla birlikte onlardan ayrı bir kompleks yapı oluşturmaktadır. Tükenmişlik; yorgunluk, çaresizlik, ümitsizlik duyguları, olumsuz benlik kavramı, işe-yaşama ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlardan psikosomatik hastalıklara ve işten ayrılmaya değin etki alanlarına sahiptir. Maslach ve Jackson tükenmişliği; fiziksel bitkinlik, kronik yorgunluk, çaresizlik ve ümitsizlik duyguları, olumuz benlik kavramı gelişimi, işe, yaşama ve diğer insanlara yönelik olumsuz tutumları içeren fiziksel, duygusal ve mental bir tükenme sendromu olarak tanımlamışlardır(Özer 1998, s.9).


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Cunningham öğretmen tükenmişliğini; uzun süren bir öğretmen stresi sonucunda öncelikle fiziksel, duygusal ve davranışsal çökkünlük özellikleri ile karakterize edilen bir sendrom olarak tanımlarken (Baysal 1995, s.54), Hendrickson ise; öğretme zevki derece derece azalırken, kaygı duygusuyla başlayan psikolojik, davranışsal ve duygusal yorgunluk olarak tanımlamaktadır (Susanne 2000).


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Cunningham öğretmen tükenmişliğini; uzun süren bir öğretmen stresi sonucunda öncelikle fiziksel, duygusal ve davranışsal çökkünlük özellikleri ile karakterize edilen bir sendrom olarak tanımlarken (Baysal 1995, s.54), Hendrickson ise; öğretme zevki derece derece azalırken, kaygı duygusuyla başlayan psikolojik, davranışsal ve duygusal yorgunluk olarak tanımlamaktadır (Susanne 2000).


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Maslach tükenmişliğin, üç ayrı durum halinde ortaya çıktığını belirtmektedir. Bunlar; duygusal, kişisel başarısızlık ve duyarsızlaşma şeklindeki tükenmişlik durumlarıdır.Duygusal Tükenme: Duygusal kaynakların tükendiği şeklindeki hislerin attığı görülür. Çalışanlar bu hissettikleri psikolojik yapıları ile daha fazla dayanamayacaklarını düşünürler.Duyarsızlaşma: Kişiler muhatapları hakkında negatif alaycı tutumlara ve duygulara sahip olurlar.Kişisel Başarısızlık: Özellikle muhataplarının işleri konusunda, kişi kendisi hakkında olumsuz değerlendirmeler yapma eğilimi taşır. Kişi işindeki başarısından tatmin olamadığı için kendisini mutsuz hissedebilir (Maslach ve diğerleri 1986).


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Araştırmacılar tükenmişliğe yol açan pek çok olay ve durum tespit etmişlerdir. Bunlardan Miller ve Smith (1997) tükenmişliğin sinsice gelişen bir durum olduğunu belirterek tükenmişliğe yol açabilecek bazı olayları açıklamışlardır.


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Bunlar:Beklenti düzeyinin yüksek olması ve ulaşılması olanaksız olan hedeflere sahip olmak.Zihinsel yorgunluk ve iş stresi,Kendi kendini aşırı güdülemeye çalışmak,Katı kurallar,Her şeyi mükemmel yapma isteği,İnsanlarla sık sık karşı karşıya gelmek,Zamanı gelmeden üst makama terfi etme şeklindedir.Tükenmişlik belirtileri fiziksel, duygusal ve davranışsal olarak sınıflandırılabilir. Fiziksel Belirtiler.Yorgunluk ve bitkinlik,Kolay kolay geçmeyen soğuk algınlığı ve gripler,Uykusuzluk, solunum güçlüğü, kilo kaybı, uyuşukluk,Deri şikayetleri, genel ağrı ve sızılar,Yüksek kolesterol ve kronik kalp rahatsızlığı.


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Duygusal ve Davranışsal Belirtiler:Çabuk öfkelenme, işten nefret etme, şüphe ve edişe,Alınganlık, takdir edilmediğini düşünme,İş doyumsuzluğu, işe geç gelme, gelmeme,İlaç, alkol, sigara alımı ya da alımında artma,Aile çatışmaları, aile ve arkadaşlardan uzaklaşma,İçe kapanma, özgüven ve özsaygıda azalma,sıkıntı,Çaresizlik, konsantrasyon güçlüğü, kolay ağlama, hevessizlik,Unutkanlık, suçluluk,Örgütlenmede yetersizlik,Rol çatışması,Görevlilere fazla güvenmeme, onlardan kaçınma,Çalıştığı kuruma yönelik ilgi kaybı,Bazı işleri erteleme ya da sürüncemede bırakma,Başarısızlık duygusu ve çalışmaya direnç


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI gösterme,Hizmet sunduğu insanlara tek tip davranma, onları küçümseme, alay etme,Hizmet verdiği kişilerle ilişkiyi erteleme, onlarla yüz yüze gelmeye, telefonla konuşmaya direnç gösterme,Arkadaşları ile iş konusunda tartışmaktan kaçınma, alaycı ve suçlayıcı olma,Sık sık işinden ayrılmayı düşünme,Yöneticilerin onları desteklemediklerini, onların iş performanslarını anlamadıklarını düşünme, iş çevresine, arkadaşlarına ve yöneticilerine karşı kızgınlık,Duygusal durumdaki dalgalanmalar ve bunların sonucu olarak benlik imajının olumsuz yönde değişmeye başlaması (Çam 1989, s.9-11).


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK DURUMLARI Tükenmişliğin önlenmesine ilişkin araştırmacılar bazı önerilerde bulunmuşlardır. Croucler’ın (2000) önerileri aşağıdaki şekilde özetlenebilir.Ruhunuzu rahatlatın ve rahatlama sanatını öğrenin, önünüze problemler çıktığında şaşırmayın,Zamanınızı düzenli (programlı) kullanın,Uyuyun ve uyku düzeninize dikkat edinYüzün, tenis oynayın, yürüyün,Rahatlayın, en az yirmi dakikalık periyotlarla stresin zararlı etkilerinden uzaklaşın,Küçük spor gruplarına katılın,Düşüncenizi değiştirin, benlik tutumlarınızı iyileştirin,Eğlenin, çocuklar gibi olun, bir kitap satın alın, yaşamı ciddiye almayın…


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİKLERİNİ ETKİLEYEN ETMENLER Okul yöneticilerinden ve müfettişlerden takdir görüp görmeme durumu, (Takdir gördüğüne inananlar daha az tükenmektedir)Ekonomik durum, (ekonomik durumlarını çok yetersiz gören öğretmenler daha çok tükenmektedir)Öğretmenlerin mesleklerindeki yeterlilik durumuna ilişkin algıları, (Kendisini mesleğinde yetersiz olarak algılayan öğretmenler daha çok tükenmektedir)Öğretmenlerin öğrencileri ile iletişim kurma becerilerine ilişkin algıları, (Öğrencileri ile iletişim kurma becerilerini yetersiz olarak algılayan öğretmenler daha çok tükenmektedir)


ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİKLERİNİ ETKİLEYEN ETMENLER Öğretmenlerin meslektaşları ile iletişim kurma becerilerine ilişkin algıları, (Meslektaşları ile letişim kurma becerilerini, yetersiz olarak algılayan öğretmenler daha çok tükenmektedir)Mesleki kıdem, (Genç öğretmenler daha çok tükenmektedir, mesleki kıdem arttıkça tükenmişlik düzeyleri azalmaktadır)Velilerden takdir görme durumu, (Velilerden takdir görmeyen öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri önemli ölçüde yüksektir)Çalışılan yerleşim yeri, (Şehir merkezinde çalışan öğretmenler daha çok tükenmektedir)


ÖNERİLER Okul yöneticileri ve müfettişler öğretmenlerin olumlu davranışlarını gerek sözel olarak ve gerekse de yazılı olarak takdir etmekten kaçınmamalıdırlar. Öğretmenlerin olumsuz özelliklerinden çok olumlu özellikleri üzerinde durmalıdırlar.Öğretmenlerin mesleki yeterliklerini artırmak ve mesleki açıdan kendilerine güven duyabilmeleri için hizmet içi eğitim programlarına önem verilmelidir.Öğretmenler öğrencileri ile iletişim kurma becerilerini geliştirebilmeleri için iletişim tekniklerini içeren yayınları okumaya ve öğrendiklerini uygulamaya ağırlık vermelidirler. Bu konuda her okulun kütüphanesi ilgili yayınlarla zenginleştirilmelidir. Öğretmenlerin meslektaşları ile uyumlu olmalarında sorun oluşturan durumların saptanmasına ilişkin bilimsel araştırmalar yapılarak gerekli önlemler alınmalıdır.Öğretmenlerin sosyal özelliklerini geliştirebilecekleri ve var olan sosyal özelliklerini kullanabilecekleri ortamlar oluşturulmalıdır.


ÖNERİLER Öğretmen adaylarına öğretmenliğe başladıklarında kedilerini bekleyen sorunlar konusunda gerçekçi bilgiler verilerek olumlu bir yapılandırmaya gidilmelidir. Ayrıca yeni öğretmenlerin karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunların çözüm yolları bilimsel olarak araştırılmalıdır.Öğrenci velilerine yönelik çocuklarının eğitimi için; okul yönetimi, öğretmen ve veli iletişiminin önemi konusunda aydınlatıcı çalışmalar yapılmalıdır.Şehir merkezlerindeki öğretmenlere karşılaşmaları olası bulunan; ulaşım, ev kiralama (barınma), büyük sosyal gruplar içinde yalnızlık … v.b konularda gerekli rehberlik yapılmalıdır. Şehir merkezlerindeki öğretmenlere karşılaşmaları olası bulunan; ulaşım, ev kiralama (barınma), büyük sosyal gruplar içinde yalnızlık ... v.b konularda gerekli rehberlik yapılmalıdır.


ZİHİN ENGELLİ ÖĞRENCİLERLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK STRES DÜZEYLERİ Zihinsel engelli öğrencilerle çalışan öğretmenlerin tükenmişliği ile ilgili olarak yurtiçinde ve yurt dışında yapılan çalışmalar, ilginç sonuçlar vermektedir. Beck ve Gargiula , orta derecede zihinsel özürlülerle çalışan 111 öğretmenin , hafif derecede zihinsel özürlülerle çalışan 113 öğretmenin ve normal çocuklarla çalışan 218 öğretmenin tükenmişlik düzeylerini Maslach Tükenmişlik Envanterinin üç boyutunda incelemiş ve beklentilerin tersine normal çocuklarla çalışan öğretmenlerin daha az başarı ve rekabet duygusu yaşadıklarını ve çocuklara karsı daha duyarsız tutum içinde olduklarını saptamışlardır.


ZİHİN ENGELLİ ÖĞRENCİLERLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK STRES DÜZEYLERİ Mc Intyre, 447 Özel Eğitim öğretmeninin öğrenci yükü ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmış ve öğrenci sayısının tükenmişliğin alt boyutları ile ilişkilenmediğini saptamıştır. Johnson, Gold ve Knepper, 20-50 yas arası 135 Özel Eğitim öğretmeninin meslekte tükenmişliklerini incelemiş ve duygusal bozukluğu olan çocuklarla çalışan öğretmenlerin, öğrenme güçlüğü ve eğitilebilir zihinsel engellilerle çalışanlardan daha sık ve yoğun olarak kendilerini tükenmiş hissettiklerini belirlemişlerdir. Zabel, Dettmer ve Zabel, üstün zekalılar ve zihinsel engellilerle çalışan 601 öğretmende mesleki tükenmişliği araştırmışlar ve üstün zekalılar ile çalışan öğretmenlerin, işitme engelliler ve duygusal bozukluğu olanlar dışındaki diğer Özel Eğitim alanlarında çalışan öğretmenlere göre, duygusal tükenmişlik alt ölçeklerinde daha riskli olduklarını belirtmişlerdir.


ZİHİN ENGELLİ ÖĞRENCİLERLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK STRES DÜZEYLERİ Mc Evoy, Nordquist ve Cunningham, zihinsel engelli çocukların değerlendirilmesinde, normal çocukların sınıf öğretmenleri ile Özel Eğitim öğretmenlerini incelemiş ve öğrencilerin davranış özelliklerini tanımlamada sınıf öğretmenlerinin, Özel Eğitim öğretmenlerine oranla daha çok deneyime ve eğitime gereksinimleri olduğunu belirtmiştir. Crane ve Iwanicki, Connecticut’da 443 Özel Eğitim öğretmeninde stres, tükenmişlik ve rol çatışmasını araştırmışlardır. Elde edilen sonuçlara göre, rol çatışması ve rol belirsizliğinin duygusal tükenme ve duyarsızlaşma alt boyutlarında anlamlı olarak farklılaştığını Saptamışlardır.


ZİHİN ENGELLİ ÖĞRENCİLERLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK STRES DÜZEYLERİ Strassmeier, zihinsel engelliler ile çalışan 716 uzman personelin taranmasında % 12’sinin yüksek stres ve tükenmişliğe yatkın olduklarını izlemiştir. Bunların eğitim düzeyleri yüksek, yeterlilik duyguları zayıf, tutumları olumsuz olduğu ve meslektaşları ile çatıştıkları belirlenmiştir. Frank ve Mc Kenzie , 41 Özel Eğitim öğretmenini lisans diplomasi aldıktan sonra 5 yıl boylamsal çalışmada izlemiş, duygusal tükenmede yavaş ama sabit bir artış , ileri yaslardaki özürlü çocuklarla ve duygusal bozukluğu olanlarla çalışanların duygusal tükenmişlik düzeylerinin daha yüksek olduğunu saptamışlardır


ZİHİN ENGELLİ ÖĞRENCİLERLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN TÜKENMİŞLİK STRES DÜZEYLERİ Billingsley, üç yıllık izlemsel çalışmasında Tennesee’deki Özel Eğitim öğretmenlerinin isten ayrılma oranının % 6-8 arasında değiştiğini ve ayrılma nedeni olarak % 52’sinin görevden memnuniyetsizlik gösterdiklerini saptamışlardır. Sucuoglu ve Kuloglu ’nun da belirttiği gibi öğretmenlerde tükenmişliğin ortaya çıkmasında çalışılan çocukların özellikleri, öğretmenlerin çocukları kontrol etmede zorluklarının olması, öğretmenin çalıştığı alanda konunun öğretilmesindeki güçlükler ve öğretmenin öğretim sürecinden doyum sağlayamaması tükenmişliğe yol açmaktadır. Bu nedenle farklı eğitim ortamlarında, değişik özür gruplarındaki çocuklarla çalışan Özel Eğitim öğretmenlerinin incelenmesi gerekli olmaktadır.


Teşekkürler


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.