dergi10

Page 91

Ertuğrul Yatı'na Ait Kıç Arması, 20. Yüzyıl Başı

18. yüzyılın başlarından itibaren kalyonları, üzerindeki figürlerle adlandırmış, daha sonraları ise bilinen isimleri vermeye başlamış. Bu dönemde kalyonlara, “ejder başlı”, “siyah at başlı”, “siyah aslan başlı” ve “servi bağçeli” gibi baş ve kıç figürlerinin adları verilmiş. 18. yüzyılın ortalarından itibaren, cesaret ya da kahramanlık bildiren ya da Yaradan’dan zafer ve yardım dileyen “Peyk-i Zafer”, “Peleng-i Bahri”, ve “Nasr-ı Bahri” gibi adlar kullanılmış. 18. yüzyılın sonlarında ise gemilere “Mahmudiye” ve “Hamdiye” gibi padişah isimleri verilmeye başlanmış. Efsanevi Saltanat Kayıkları “Osmanlı Bahriyesinde Ahşap Sanatı” sergi salonunda Osmanlı padişahlarının kullanıldığı saltanat kayıkları ve Atatürk'ün de bir süre kullandığı Ertuğrul Yatı'nın süslemeleri de oluşturulan iki ayrı odada sergileniyor. İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı padişahları Boğaziçi ve Marmara Denizi’nde gezinti yapmak için saltanat kayığı olarak adlandırılan tekneler kullanmışlardır. Saltanat kayıkları çeşitli boylarda olup, “köşklü” ve “kuşlu” gibi adlarla anılırdı. Saltanat kayıklarının kıç taraflarında padişaha ayrılmış köşk kısımları bulunurdu. Bu kısımların süslemesinde altın, gümüş, bağa ve sedef gibi kıymetli taşlar kullanılmıştır. Baş kısımları uzun ya da kıvrık olup, buraya ahşap veya gümüşten yapılmış kartal veya deniz kuşu gibi figürler konulmuştur. Hükümdarların kayıkları tersanede inşa edilmiş ve bu kayıklar Sarayburnu Kayıkhanesi’nde, tersanede ya da Dolmabahçe’de muhafaza edilmiştir. Kayıkların inşa tarzları ve süslemeleri, yapıldıkları döneme göre farklı özellikler göstermektedir.

Yatı, bu tarihten sonra Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak kullanılmak üzere İstanbul Bahriye Komutanlığı'nın hizmetine sunulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, 19261937 yılları arasında Ertuğrul Yatı’nı Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak kullanmış, birçok devlet adamı ve kralın ağırlandığı yat, 1939 yılında hizmetten çıkarılmıştır. Her alanda olduğu gibi sanat alanında da döneminde öne çıkan Osmanlı İmparatorluğu, gerek sanat dallarının gelişimi gerekse sanatçıların korunması için büyük çaba sarf etmiştir. Hatta pek çok Osmanlı padişahı, farklı sanat dallarıyla ilgilenmiş ve değerli eserler ortaya koymuştur. İşte, İstanbul Deniz Müzesi’ndeki "Osmanlı Bahriyesinde Ahşap Sanatı" sergisi de bizlere bir kez daha gösterdi ki Osmanlı İmparatorluğu, sanatı öyle özümsemiş bir milletti ki gemi inşası için kurulan Tersane-i Amire’de bile değerli ustalar için iş alanları oluşturmuş ve savaş unsurlarına dahi sanatsal bir boyut kazandırmıştır.

Ertuğrul Yatı Arması 1904 yılında padişah yatı olarak hizmete giren ve 1926 yılına kadar donanma kadrosunda yer alan Ertuğrul Kuş, Ertuğrul Yatı'nın Baş Figürü, 20. Yüzyıl


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.