dergi10

Page 104

heykel ikinci plana düştü ama sonradan heykel de çalıştım. Güzel Sanatlar’da misafir öğrenci olarak üç yıl atölye bölümünde çalıştım. Derslere girmedim ama.. Öğrenciler yarım gün çalışırırken atölyede ben tam gün çalıştım. Üç sene sürdü bu” sözleriyle anlatıyor heykelcilikte geçirdiği pişme evresini. Hocam Kadar Şanslı Değildim Beyoğlu’ndaki atölyede kitre bebek yapımı konusunda dersler de verdiğini belirten Sanlıman, “Ben maalesef hocam kadar şanslı olamadım. Çünkü benim kadar meraklı birine rastlamadam. O kadar kurslar açtım, o kadar öğrencim oldu, benim kadar istekli biri çıkmadı. Beyoğlu’nda 20 yıl boyunca atölyem oldu, oraya gelenler vardı, evimde dersler verdim ama olmadı. Bayrağı devralacak kimse çıkmadı maalesef” diyor biraz da sitemle. Her sanat dalında olduğu gibi bunun büyük bir sabır istediğini kaydeden sanatçı, gönüllülük esasıyla sürdürülen bu işin istek ve heves öncelikli şartlar gerektirdiğine vurgu yapıyor. “Her öğretmen öğretmek için tüm gayretini gösterir, ama orada marifet öğrencidedir. Öğrenecek insanda cevher olmadıkça siz bir şey yapamazsınız” diye konuşuyor Sanlıman. Ağanın Kızı Fatma ile Rençber Mehmet ( Türkiye 1.' si )

re bebeklerini yurt dışında da sergileme fırsatı bulduğunu ifade ediyor. “Amerika’da bir sergi oldu. Türkiye’yi tanıtma projesi kapsamında İstanbul Olgunlaşma Enstitüsü’nün eserleriyle birlikte gitti benim de bebeklerim” diyen sanatçı, Türkiye’yi temsil edecek genç kızlar olarak ABD’ye gittiklerini belirtiyor. On Parmağında On Marifet Zehra Müfit’in, vefatından kısa bir süre önce kendisine “Nimet beraber bir atölye açalım” dediğini belirten Sanlıman, “Daha ilerlemem lazım dedim. O da bana, ‘Senin enerjin, benim de ismimle yaparız bu işi’ dedi. O sırada vefat etti hocam. 1960’ta atölyemi açtım” diye konuşuyor. Beyoğlu’nda açtığı Elif Bebek Atölyesi’nin bu anlamda bir ilk olduğunu da söylemeden geçmiyor sanatçı. Sanlıman’ın atölye çalışmaları 20 yıl boyunca, eşinin de desteği ile devam etmiş. O dönem yalnızca atölye ile uğraşmadığını söyleyen Nimet Demirbağ Sanlıman, şöyle devam ediyor: “1950’li senelerde Topkapı Sarayı’nda Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’den tezhip dersleri de alıyordum. Sekiz yıl devam ettim derslere. Daha iyi fırça kullanabilmek için başladım, uzun yıllar devam ettim sonra bu derslere. Bunlar hep yirmili yaşlarda oluyor. Bebek işiyle uğraşıyorum, Süheyl Bey’in tezhip derslerine devam ediyorum, o sırada bir de İtalyanca kursuna gidiyorum.” Bu sözlerinden Nimet Sanlıman’ın bitmek bilmez bir öğrenme aşkı ve enerjisine sahip olduğunu anlıyoruz. Sanatçı o arada akademiye de gittiğini sözlerine eklerken eşiyle de burada tanıştığını vurguluyor. Çocukluğumdan beri heykeli sevdiğini anlatan kitre bebek ustası, “Ama karşıma kitre bebek çıktı. Bu çıkınca 102

Bileyci


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.