Yüz Yıllık Yalnızlık-Marquez

Page 91

Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

çıkmayı beceremeyen biri olarak tanıyordu. Yıllarca çoğu kişiye masal gibi gelen bu kalyon öyküsü, Jose Arcadio Segundo'nun aklına yeni bir şey taktı. Horozlarını haraç mezat sattı, adamlar tuttu, aletler aldı ve taşları kırmak, kanallar açmak, akıntıları temizlemek, çavlanları bile gemlemek gibi korkunç bir işe girişti. Ursula, -Bütün bunları ezbere biliyorum ben, diye haykırıyordu. -Sanki zaman tersine dönmüş de yeniden ilk günlere gelmişiz gibi, diyordu. Jose Arcadio Segundo, ırmağın ulaşıma açılabileceği kanısına varınca, tasarılarını kardeşine açtı; kardeşi de bu girişim için gerekli parayı ona verdi. Jose Arcadio Segundo, uzun zaman ortadan kayboldu. Gemi alma tasarısı kardeşinden para sızdırmak için bahaneydi diye dedikoduların yayıldığı sırada, görülmemiş bir teknenin kasabaya doğru geldiği haberi duyuldu. Jose Arcadio Buendia'nın büyük girişimlerini artık çoktan unutmuş olan Macondolular kıyıya koşuştular ve şaşkınlıktan yerinden uğramış gözlerle, kasabanın görüp göreceği bu ilk ve son tekneyi seyrettiler. Bu, kıyıdan yürüyen yirmi kişinin iple çektiği, kalaslardan yapılma bir saldan başka bir şey değildi. Gözlerinde bir iş becermenin sevinciyle salın baş tarafında duran Jose Arcadio Segundo, binbir zahmetle manevra yapıyordu. Yanında bir yığın güzel kadın vardı. Kadınlar yüzlerine renk renk kremler sürmüşler, saçlarına sahici çiçekler takmışlar, kollarına altından yılansı bilezikler dolamışlar, dişlerine elmas kaktırmışlardı. Omuzlarında incecik ipek şallar vardı. Güneşten korunmak için cicili bicili şemsiyeler açmışlardı. Tahta sal, Jose Arcadio Segundo'nun Macondo'ya getirebildiği -hem de bir sefercik getirebildiği- tek tekne oldu. Ama bu girişimin başarısızlığını hiç kabullenmedi ve bunu irade gücünün zaferi olarak savundu. Kardeşine ayrıntılı hesap verdi, sonra yeniden horoz dövüşü çarkına kapıldı. O kısmetsiz girişimden geriye kalan tek şey, kadınların Fransa'dan getirdikleri yeni soluk oldu. Büyük ustalıkları, Macondo'da o güne dek bilinen sevişme yöntemlerinin pabucunu dama attırdı ve kenar mahalle dilberi olmayışları, Catarino'nun antikalaşmış dükkanını ortadan kaldırdı. Catarino'nun dükkanının bulunduğu sokak, Japon fenerleri ve içli şarkılar çalan laternaların satıldığı bir pazaryeri oldu. Macondo'yu üç gün üç gece çılgınlıklara sahne yapan ve Aureliano Segundo'ya Fernanda del Carpio'yu tanımak fırsatını vermenin dışında hir yarar sağlamayan karnavala da o kadınlar önayak oldu. Güzel Remedios, karnaval kraliçesi seçildi. Oğlunun torununun coşturucu güzelliğinden ürken Ursula, bu seçimi engelleyemedi. O zamana dek, Amaranta ile kiliseye gitmesi dışında kızı sokaktan uzak tutmayı becermiş, kiliseye giderken de yüzüne sıkı sıkıya kara peçe örttürmüştü. Erkeklerin en Allahsızları, papaz kılığına girip Catarino'nun dükkanında açık saçık dualar okutarak dini en hiçe sayanları bile, efsanevi güzelliği bütün bataklık bölgesinde dillere destan olan Güzel Remedios'nun yüzünü bir an görebilmek için kiliseye taşınır olmuşlardı. Güzel Remedios'un yüzünü görebilmek ancak çok uzun süre sonra nasip oldu. Keşke olmaz olsaydı, çünkü erkeklerin çoğu, bir daha uykuya hasret kaldılar. Güzel Remedios'a yüzünü açtıran yabancı ise aklını hepten yitirdi, sefil, perişan oldu ve yıllar sonra rayların üzerinde uyuyup kalarak trenin altında parçalandı. Adam, yeşil kadife giysisi ve işlemeli yeleğiyle kilisede boy gösterdiği an, Güzel Remedios'un büyüleyici çekiciliğini duyup çok uzaklardan, belki yabancı bir ülkenin uzak bir kasabasından geldiğine kimsenin kuşkusu olmadı. Delikanlı öylesine yakışıklı, öylesine zarif, öylesine kibar, öylesine kişilikli görünüyordu ki, Pietro Crespi onun yanında rüküş bir züppe kalırdı. Kadınlar fısıl fısıl konuşmaya, bu güzellik ondayken peçeyi asıl onun takması gerektiğini söylemeye başladılar. Adam, Macondo'da kimseyle konuşmuyordu. Pazar sabahı gün ağarırken, gümüş üzengili, eğeri kadife örtülü bir at üzerinde bir masal prensi gibi geliyor ve kilisedeki ayinden sonra kasabadan çıkıp gidiyordu. Delikanlının varlığı öylesine güçlüydü ki, kiliseye adımını attığı anda, onunla Güzel Remedios arasında sessiz ve gergin bir düellonun başladığını, yalnızca aşkla değil, aynı zamanda ölümle sonuçlanacak bir meydan okuma, bir gizli anlaşma olduğunu herkes kabulleniyordu. Altıncı pazar, genç adam elinde sarı bir gülle göründü. Ayini her zamanki gibi ayakta izledi ve ayin sona erince Güzel Remedios'un önüne gitti, gülü uzattı. Güzel Remedios, bu saygı gösterisine hazırlıklıymış gibi doğal bir davranışla gülü aldı, sonra

Page 90


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.