Atakoy 228

Page 3

3

Spor Yazarı ve Teknik Direktör Hasan Al’ın ses getiren kitabı

“KUPA BAŞBAKANDA” Spor yazarı ve futbol teknik direktörü Hasan Al, Türk Futbolu’nda çok konuşulan şike süreci ile ilgili yazdığı “Kupa Başbakanda” isimli kitabını gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Özcan Atamer’e hediye etti. Gazetemizi ziyaret eden Al, Heyamola Yayınları’ndan çıkan “Kupa Başbakanda” isimli kitabını da şike sürecinin öncesi ve sonrası ile kaleme alındığını ifade ederek, “Bu kitap 2 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde 2010-2011 sezonunun aralık ayından başlamak üzere daha şike olmadan şikenin yapıldığını ihbar eden yazılar var. Birinci bölüm, ligin yani 2011 sezonunun bitimine kadar olan bölüm şikenin

ihbar edildiği bölüm. İkinci bölüm ise şikenin nasıl örtbas edildiğine dair bölüm. İkinci bölüm; Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın basın yoluyla ‘kişiler ve kurumları ayırın’ talimatı sonucu Futbol Federasyonu’nun Fenerbahçeyi kurtarmak için yaptığı operasyonun tüm perde arkasında yaşananların anlatıldığı bölüm” diye konuştu. Al ayrıca, “Kupa Başbakanda” kitabında Türkiye’deki şikeyi A’dan Z’ye tüm ayrıntılarıyla ortaya koyduğunu da söyledi. Bu arada kitabın önsözünü Trabzonspor'un eski teknik direktörü ve başkanlığını da yapmış olan Özkan Sümer kaleme aldı.

Eski Ramazan’ların büyülü atmosferi gerek mimarisi gerekse özel Ramazan dekoru ile

A Plus Ataköy ’de

A Plus Ataköy, Ramazan’ı dopdolu etkinlikler ile karşılıyor. Ramazan ayı boyunca gerçekleştirilecek nostaljik ramazan etkinlikleri ile A Plus Ataköy’de eski ramazanlar tekrar canlanacak. Unutulmuş bir çok eski geleneğin canlandırılacağı etkinlikler ile aynı zamanda düzenlenen kampanyalar A PLUS Ataköy ziyaretçilerinin alışverişlerine ayrıcalıklar katarak ramazan coşkusuna ortak olacak. 7 den 70’e her kitleye hitap eden etkinliklerle Ramazan ayı boyunca geleneksel Ramazan kültürünün yaşatılacağı

Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi Ramazan kültür ve eğlencesini aileler ve çocuklarla buluşturarak, geleneksel değerlerimizin yaşatılmasına olanak sağlıyor. Onbir ayın Sultanı Ramazan Ayı’nın gelmesiyle herkeste tatlı bir heyecan yaşanmaya başlıyor. Osmanlı sanatının önemli branşları olan Ebru sanatı, Kaligrafi ve Rölyef sanatına ait eserler haftalık sergilerle misafirlerin beğenisine sunulacak.

A Plus’ta, 1 Temmuz – 11 Ağustos tarihleri arasında aynı gün içinde yapılan toplamda 500 TL’lik alışverişler bir şanslı ziyaretçisini bayramda son model bir Fiat 500L sahibi yapacak. Eş zamanlı yürütülen interaktif etkinlikler ise A Plus’ta yapılan alışverişlere fark katarak, ziyaretçilerini A Plus sanatçılar ile buluşturacak. 8 Temmuz tarihinden itibaren yapacağınız 300 TL’lik alışveriş fişleriniz ile danışmaya başvurun Sezen Aksu ve Sertab Erener’in Harbiye Açıkhava Konserlerini A PLUS Ataköy’ün misafiri olarak izleme şansını yakalayın…

Carousel Özlenen Ramazan Değerlerini Misafirleriyle Buluşturuyor! 8 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında yürütülecek olan sergiler de, uygulamalı atölye çalışmalarıyla sanatseverlere bilgi verilecek. Ramazan ayı boyunca ramazan imsakiyesi de ziyaretçilere ücretsiz olarak dağıtılacaktır.

Ramazan Sergi Programı Carousel Sahne

* 8-14 Temmuz Ebru Sanatı Sergisi ve Uygulaması * 15-21 Temmuz Kaligrafi Sanatı Sergisi ve Uygulaması * 22-28 Temmuz Resim Sergisi * 29 Temmuz-7Ağustos Alimünyum Folyo&Rölyef Sergi Uygulamaları

AYIN YAZISI YEREL SİYASET BÖYLE OLMAMALI Yerel siyasetçilerimiz hemen her konuda; konular arasında hiçbir ayırım yapmadan, yapılan hizmetler iyi de kötü de olsa çirkin bir şekilde muhalefet yapıyorlar. Bakırköy Belediyesi geçtiğimiz günlerde 2 milyar dolar geliri bir kenara bırakıp 90 dönüm araziyi, belki de fonksiyon olarak Türkiye’nin en önemli parklarından birisine çevirdi ve açılışını yaptı. Açılışta muhalefet partilerini ve TBMM’ye girememiş Bakırköy’de Özcan Atamer ilçe teşkilatları bulunan partilerden yöneticileri görememek beni son derece üzdü. Halbuki bu Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece tüm halkın nefes alabileceği bir yerin açılışında yasal partilerin temsilcileri orada bulunmalı ve bu hizmeti alkışlamalıydı. Yerel siyasette hem iktidarda bulunan hem de muhalefette bulunan siyasetçilerin amacı siyaset yaptıkları yörede yaşayanların huzurlu, mutlu ve çağdaş yaşam koşullarını yakalamaları için güç birliği yaparak çalışmaları değil midir? Bunun için çaba göstermeleri gerekmez mi? Ama gelin görün ki özellikle muhalefette olan siyasetçiler iyi ve kötüyü ayırmadan her şeyi kötüymüş gibi gösterme çabası içine giriyorlar. Muhalefetteki siyasetçilerin görevi tabi ki bulundukları bölge insanlarının aleyhine ve zararına olan yaptırım ve faaliyetlerine karşı çıkmaktır. Gelelim ağaç kesme işine... Geçtiğimiz günlerde, Bakırköy Belediyesi Kartaltepe’deki Millet Park’ında düzenleme çalışmaları yaparken boyu birkaç metreyi geçmeyen bir akasya ağacının belediye çalışanları tarafından kesildiği iddia edildi. Birilerinin (!) çağırdıkları basın mensupları karşısında “sanki Gezi Parkı’ndaki ağaç kesme olayının rövanşını alır gibi” gösteri yapmaları... Bu parktaki ağacın kesilmediği daha sonra anlaşıldı. Bir gece önce yaşanan şiddetli yağış ve çıkan fırtına nedeni ile ağacın kökünden söküldüğü Orman ve Su İşleri Bakanlığı Fenertepe Koruma Müdürlüğü’nden gelen uzman ekip tarafından gerekli incelemeler yapılmış ağacın fırtına sonrası kökünden sökülerek devrildiği zabıt altına alınmıştı. Bakırköy’de muhalefette bulunan bir partiye mensup olduğu bilinen ve bu şovu düzenleyen kişilere ve hem de bu partinin Bakırköy İlçe Teşkilatı’na soruyorum: Gazetemizin sayfalarında da göreceğiniz gibi Bakırköy Sahili’nde pek çoğunun yarım asrı geçen yaşlı ağaçlar olmasına rağmen ve bunların arasında hiçbir şekilde Anıtlar Kurulu Kararı olmadan kesilmemesi gereken koruma altında olan yüzlerce ağacın kesildiği günlerde neredeydiniz? Yukarda da belirttiğim gibi yerel siyaset bu olmamalı. Tüm siyasi partiler o beldenin lehine olan ve aleyhine olan her şeyde bir araya gelmeli. Minibüs ve çekici rezaleti ile ilgili hemen her sayımızda sizleri bilgilendiriyoruz. Minibüsler ile ilgili onların kural tanımamazlıkları, yasaları hiçe saymaları ile ilgili şu anki durumlarını tek bir cümle ile ifade etmemiz gerekiyor: “Minibüs terörüne devlet bile engel olamıyor.” Yine gazetemizin birinci sayfasındaki haberi dikkatle okumuşsunuz: “Trafik cezaları yağmur gibi” artış gösteriyor. Ceza tebligatlarını alan sürücülere hız limitini aştıkları gerekçesiyle gönderilen belgelerden bir şey anlamak mümkün değil. Örneğin Bakırköy’de hız sınırını aştınız diyor. Ama Bakırköy’ün hangi caddesinde hangi sokağında hız limitini aştık? Şahsımı ve gazetemizi bu konuda çok sayıda okuyucumuz arayarak, hemen hepsi fikir birliğine varmışçasına “Hükümet bütçe açıklarının bir bölümünü bu yolla kapatmaya çalışıyor.” diyorlar. Bu arada geçen sayımızda yasa ve yönetmeliklere uymadan, yolun sağ tarafında park etmiş bir aracı çeken çekicideki polise, yaptıklarının yasal olup olmadığını sorduğumuzda “Sana hesap vermek zorunda değilim, istediğini yaz, istediğin yere şikayet et. Şimdi sen de ikinci sırayı teşkil ettin. Sana da ceza yazayım da gör.” demişti. Aracımda devletin vermiş olduğu Basın Plakası olmasına rağmen polisin bu hareketine maruz kalmıştık. Akabinde yasal hakkımızı kullanarak bu polis hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştum. Bu kişi devlet memuru olduğu için Savcılıktan Valiliğe, Valilikten Kaymakamlığa ve oradan da bana gerekenin yapılacağına dair tebligatlar geldi. Sonra ne oldu dersiniz? 10 gün kadar önce Sarıyer’de bir karakoldan, kendisini karakol amiri diye tanıtan bir polis aradı ve kendisinin polis memuru ile ilgili muhakkik tayin edildiğini ve bilgime başvurması gerektiğini söyledi. Telefonda da kendisine söyledim, amiri bulunduğu karakola gittiğimde de ifade ettim; “Bunun anlamı sen polisten şikayetçi olur musun? Bakırköy başta olmak üzere komşu ilçelerde onlarca karakol ve bu karakollarda muhakkiklik yapacak amir varken, işte sana böyle işkence yapar seni taa Sarıyer’e kadar göndeririz. Bunu yapan suç işlemiştir ve görevini kötüye kullanmıştır. Onlar hakkında da yasal işlem başlatacağım.” dedim. Bu arada çekici polisinin yazmış olduğu ceza makbuzu iki gün önce elime geçti. Tebligat bir hafta içinde gönderilmesi gerekirken üç ay sonra gönderiliyor. Çift imza olması gerekirken tek imzalı. Bu arada en vahimi de suç bölümünde 2. Sırada DURAKLAMAK yazıyor. Siz siz olun yol kenarında duran arabaların yanında sakın ola sebebi ne olursa olsun duraklamayın... İşte bu polis memurunun yapmış olduğu görevini kin ve nefret duyguları içinde kötüye kullanmak. Bu konuda da bugün Cumhuriyet Savcılığı’na bu polis ile ilgili bir suç duyurusunda daha bulundum. Şimdi sıra, devletin üniformasını giyip yaşam hakkımı elimden alan bu memur hakkında İnsan Hakları İhlali Soruşturması başlatmak... Her zaman söylediğim sözü sizlere bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ülkenin düzelmesini istiyorsanız yaşamımızı çekilmez hale getirenlerin, meydanları boş bularak istedikleri gibi hareket etmelerini istemiyorsanız yasal haklarınızı bıkmadan, usanmadan sonuna kadar kullanın. Eylül’de görüşmek üzere, iyi tatiller...

e-mail: ozcanatamer@atakoygazete.com.tr


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.