Nanoteknoloji
Türkiye’de Devrim Yaratacak Proje:
Nano-Optomekanik Teknoloji “İTÜ Makina Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdal Bulğan ve ekibi, İTÜ’de kurdukları “Nanofotonik Sistemler Araştırma Laboratuvarı’nda yürüttükleri proje ile, nanometre mertebelerinde hareketleri ölçebilen çiplerin içinde entegre olarak bulunan yeni bir ‘Mesafe Ölçer Teknolojisi’ni dünyada ilk defa geliştirdiler...” İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdal Bulğan, İTÜ Makina Fakül tesi’nde oluşturduğu genç ekibi ile Türkiye’de Nano-Optomekanik Teknoloji’nin temellerini atıyor. Dr. Bulğan, Makina Fakültesi Nanofoto nik Sistemler Araştırma Laboratuvarı’nda üçü yüksek lisans ve bir lisans son sınıf öğrencisin den oluşan beş kişilik ekibi ile aktif olarak iki proje yürütüyor üçüncüsü de yazma aşama sında. Bunlardan ilki 1,5 yıl önce başladıkları TÜBİTAK Projesi… Ekip bu projede nanometre seviyelerinde hareketleri ölçebilen çiplerin içinde entegre olarak bulunan yeni bir “Mesa fe Ölçer Teknolojisi”ni dünyada ilk defa geliş tirmeyi başardı. Nano-Optomekanik nedir? Nanofotonik diye isimlendirilen alan, aslında ışık uygulamalarının mikronano ebatlarda ça lışıldığı alan oluyor. Bir mikrometre dediğimiz mesafe 1 milimetrenin (mm) binde biri, yani standart bir cetvelin üzerinde bir milimetre yi hayal edin, onu 1000 eşit parçaya bölün bir mikrometreye erişirsiniz. O bir mikrometrenin de binde birini alırsanız nanometreye erişirsi niz, dolayısıyla ağırlıklı olarak ışığın dalgaboyu nun altında kalan mesafeleri kullanan cihazlara, üretilen teknolojiye, “Nano-optik ya da Nano fonotik” deniliyor. Bunun üzerine hareketli me
Bugün bir otomobilin yapısında mevcut olan millerle iletilen büyük enerjiyi, biz hantal ve katı miller kullanmak yerine, yüzlerce MRA telini yan yana koyarak bunların üzerinden iletebilmeyi umuyoruz. Fikrimizi gerçekleştirdiğimiz anda, bu özellikle Makina Mühendisleri ve hareket iletimiyle ilgilenen teknik insanlar için, bilim dünyası için bir ilk olacak ve bunun insan hayatı üzerinde devrimsel değişiklikler yaratacağını düşünüyoruz.
kanik işlevler eklerseniz “Nano-Optomekanik” adını verdiğimiz özgün araştırma alanına girmiş olursunuz. Hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz? İTÜ’ye katıldığımızda ilk yaptığımız şey “Nano fotonik Sistemler Araştırma Laboratuvarı” kur mak oldu. Şu an aktif olarak iki tane büyük proje yürütüyoruz. Üçüncüsünü de yazma aşamasın dayız. İlki, bundan 1,5 yıl önce başladığımız bir TÜBİTAK projesi. Bu projede biz nanometre mertebelerinde hareketleri ölçebilen çiplerin içinde entegre olarak bulunan yeni bir “Mesafe Ölçer Teknolojisi” ni dünyada ilk defa geliştir meye başladık. Buna dair TÜBİTAK’tan toplam da 393 bin liralık bir araştırma desteği aldık. 36 aylık bir proje olan çalışmanın şu an orta sındayız. Eşzamanlı olarak da Avrupa Komisyo nu’nun yurtdışından araştırmacı beyinleri geri getirmek için oluşturduğu “Marie Curie Ulus lararası Yeniden Entegrasyon Programı” başlığı altında yaklaşık dört yıl için 100 bin Avro’luk bir araştırma ödülüne layık görüldük. Bu des teği ben aldığımda o güne kadar Türkiye’de bu desteği almış toplam 25-30 kadar insan vardı. TÜBİTAK bu desteklerin alınması adına teşvikte bulunmak için “Avrupa Komisyonu 7. Çerçeve Programı Katılım Teşvik Ödülü” isimli programı başlatmıştı. 2009 yılında bir ödül de bu ödülü aldığım için TÜBİTAK’tan aldım. O çalışmada da önerdiğimiz yine nanometre mertebelerin de ama farklı bir fiziksel esasa dayalı yeni bir algılayıcı mesafe ölçer teknolojisi geliştirmekti.
20
Bu iki teknolojide, gerek TÜBİTAK’a gerekse Av rupa Birliği’ne verdiğimiz teknoloji dünyada ilk defa bizim düşünüp oluşturduğumuz teknoloji ler idi. Şu anda bu projelerin sonuçları çıkmaya başlamış durumda, halihazırda AB projesinden bir, TÜBİTAK’tan da birer makale yazma aşama sındayız. Bu projedeki hedefiniz ne? Biz TÜBİTAK tarafından toplamda bu tür proje ler için yaklaşık 550 bin liralık araştırma projesi desteği aldık. Bunun şu ana kadar yarısından fazlasını kullanmış durumdayız. TÜBİTAK’a ya zım aşamasında olduğumuz projeyi ise Mart 2013’te gönderip oradan destek talebinde bu lunacağız. Bu projede de yapmak istediğimiz şey, gerek çipler içerisinde gerekse büyük ebat lı olarak uzun vadede mekanik enerji ve hare ket iletimini “Mekanik Rezonans Absorbsiyonu, MRA” adını verdiğimiz bir teknikle gerçekleşti rebilmek. Bu teknikle birbirine çok yakın 100 nanometre ebatlara sahip çubukları titreşti rerek birinden diğerine enerjiyi hayali bir yö rünge üzerinde zikzaklar çizdirerek iletebilme yi umuyoruz. Bunu yaptığımızda, bir sonraki aşama aslında bir elektrik teli ya da fiber optik hatta olduğu gibi ancak bu sefer mekanik ha reketi benzeri şekilde iletebileceğiz. Yani bugün bir otomobilin yapısında mevcut olan millerle iletilen büyük enerjiyi biz hantal ve katı miller kullanmak yerine yüzlerce MRA telini yan yana koyarak bunların üzerinden iletebilmeyi umu yoruz. Bunu gerçekleştirmek iki ile dört yılımızı