Gül Şehri Diyarbakır

Page 330

Gül Şehri DİYARBAKIR larla Romalılar bu ürünleri Arabistan’ın ürünü sanıyorlardı394. Güney Arabistan’daki tütsü ve baharat ticareti MÖ 1500 yıllarında belki de daha önceleri bedevilerin deveyi evcilleştirmesiyle başladığı kabul edilir. Develerin bu bitmez tükenmez çölü aşabilecek güçlü bir taşıma aracı olması koku ticaretini kolaylaştırmıştı. Develere yüklenen tütsü, aloe, mür ağacı ve akik gibi yarı değerli taşlar Hindistan’da baharatlarla takas edilirdi. Güzel koku ve baharat yüklü develer önce Dofar bölgesinden Batıya sonra Kuzeye doğru hareket eder, kervan 1000 km sonra Mekke’ye ulaşırdı. Mekke’den, Nabat’ın başşehri Petra’ya gelirler oradan Gazze limanına varılırdı. Bu 3700km lik kervan yolu ancak 3–4 ay da tamamlanıyordu. Bu zorlu yolculuğun malzemesi ile ilgili her şey son derecede gizliydi. Sabâ Melikesi ve Güzel Kokular Sabâ kelimesi “Gün doğusundan esen hafif ve latif rüzgar” anlamındaydı. Güney Arabistan’ın bugün Yemen olarak bilinen bölgesinde çöller içinde bir yerleşim alanıydı. Hint okyanusu sahillerinin Güney ucundaki tütsü monopolü, dışa kapalı bir uygarlıktı. Ortadoğu’nun mürr ve akgünlüğünün önemli kısmını üretiyorlardı.395 Aynı zamanda Hindistan ve Uzakdoğu’dan gelen baharat ve kokulu 394 Bakır, Abdülhalık, “Ortaçağ İslam Dünyasında Parfümcülük,” Kutsal Dumandan Sihirli Damlaya: Parfüm İstanbul 2005 s. 41. 395 Yentürk. agtb, s. 12.

330

maddelerin ticaret yolunun da üzerinde idiler. Sabâ ülkesi yaklaşık 1000 yıl boyunca baharat ve kokulu reçine ticaretiyle büyük servet edinen hükümdarlarca yönetilmişti. Koku araştırmacısı Nigel Groom’un hesabına göre buradan Roma’ya her yıl 7000-10.000 kervan gönderiliyordu. Roma’ya gönderilecek bu ürünler İskenderiye’deki atölyelerde işlenerek değerli kokulara dönüştürülüyordu. İskenderiye’deki koku imalathanelerinde büyük özenle hazırlanan parfümler çok sıkı korunuyordu. Burada son derecede katı kurallar işliyordu. Koku üreticileri her akşam çalışan işçiler çırılçıplak soyularak ürettikleri kokuları saklamadıkları veya sürmedikleri kontrol ediliyordu. Nigel Groom’a göre Roma’dan MS1 yy da her yıl 100 milyon “sestertius” Hindistan ve Arabistan’a akıyordu. Romalı yazar Plinius bu durumdan yakınmıştır. Roma imparatorluğu tütsü ve güzel koku için harcanan para yükünü taşıyamamış ve MS 1yy da büyük bir enflasyonun eşiğine gelmişti. Tütsü ticaretinin diğer ucundaki ülkeler ve Sabâ ülkesi ise zenginleştikçe zenginleşti.396 Sabâ ülkesinin tütsüleri kadar, kraliçesi Belkıs da efsane olmuştur. Sabâ Melikesi güzelliği cazibesi kadar, devlet yöneticisi olarak da şöhrete sahipti. İncil’de “Şehvetli, güzel ve çok zengin, üstelik yanında her zaman altın ve tütsü bulundurur” diye tanımlanıyordu. Sabâ Melikesi 396 Cumhuriyet Bilim Teknik, “Sâbâ Melikesi Kral Süleyman’ın(MÖ 965-926) Sarayında”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.