Borç harç, bir çay ocağı kurdum, İşimi hafiften yoluna koydum, Bir gün bir hırsıza soyuldum, Bunalıp kendimden geçtiğim günler…
Çalınan bir televizyon, bir de video, Polis:”Bunu illa sen çaldın.” diyo, Eşimden başkası böyle biliyo, Kader çemberinden geçtiğim günler…
Allah’ım, o ne dayanılmaz işkence, Polisten çok çekmiştim o gece, Malıma hırsız olup çıktım böylece, Canımdan bezip vazgeçtiğim günler…
Kimsenin yüzüne bakamaz oldum, El alem içine çıkamaz oldum, İntiharı üç defa göze aldım, Çıldırıp aklımdan geçtiğim günler…
Bu arada doğdu ikinci kızım, Dost düşman içinde resmen hırsızım, Hemi garibanım, hemi haksızım (!) Kan kusup, yine kan içtiğim günler…
Polisle aylarca mahkemem oldu, Sonunda adalet yerini buldu, Hırsız yakalandı, malım bulundu, Hakk’a şükredip el açtığım günler…
98